Türkiye’nin dış ticaretinde uzun yıllar lokomotif sektörlerden biri olan hazır giyim ihracat sıralamasında alarm zilleri çalıyor. 2025’in ikinci çeyreğinde yaşanan gerileme, sektördeki sıkışmayı tüm netliğiyle ortaya koyuyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Haziran ayında hazır giyim ihracatı hem aylık hem yıllık bazda sert düşüş kaydetti. Mayıs’ta elektrik-elektronik sektörünün gerisine düşerek 4. sıraya gerileyen sektör, Haziran’da bir basamak daha kaybederek 5. sıraya indi.
Toplam ihracattaki payı yüzde 6,2’ye kadar gerileyen hazır giyim, 2019’da yüzde 10 seviyesinde olan payını beş yılda neredeyse yarıya düşürmüş oldu. Uzmanlar, bu tablonun önümüzdeki dönemde kalıcı bir daralma riskini büyüttüğünü söylüyor.
Sektör temsilcileri, Türkiye’de birim üretim maliyetlerinin Bangladeş ve Vietnam gibi ülkelere göre yüzde 40 ila 50 daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle enerji ve işçilik maliyetlerindeki hızlı artış, Avrupa pazarındaki talep düşüşüyle birleşince siparişlerin hızla Asya’ya kaymasına zemin hazırladı.
Döviz kurlarının enflasyonun gerisinde kalması, ihracatçının rekabet avantajını da önemli ölçüde eritti.
TÜİK verileri, 2025’in ilk beş ayında ithalatın yüzde 20,9 artarak 1,5 milyar doları aştığını gösteriyor. Aynı dönemde sektör ihracatı yüzde 6,5 düşüşle 8,13 milyar dolara geriledi.
Haziran ayındaki tablo ise daha da çarpıcı:
Sektörün toplam ihracat payının tarihin en düşük seviyesine gerilemesi, maliyet baskısı ve iç pazarın daralmasıyla birleşerek “alarm veren” bir tablo ortaya çıkardı.
Yükselen üretim maliyetlerinden kaçmak isteyen Türk üreticiler rotayı Mısır’a çevirdi. Düşük enerji maliyetleri ve vergi avantajları, Mısır’ı hazır giyim üretiminin yeni üssü haline getirdi.
Rakamlar da bunu doğruluyor:
Sektör uzmanları, bu eğilimin kalıcı hale gelmesinin hem istihdamı hem de ihracat gelirlerini kalıcı biçimde zayıflatabileceği uyarısında bulunuyor.
Hazır giyim ihracatındaki düşüş, Türkiye ekonomisinde “yüksek maliyet – düşen rekabet” ikileminin somut bir sonucu olarak öne çıkıyor. Mısır gibi üretim üslerine yönelen firmalar, bir yandan maliyet avantajı sağlarken diğer yandan yerli istihdam ve katma değeri erozyona uğratıyor. Sektörün rekabetçiliğini geri kazanması için kapsamlı bir dönüşüm programına ihtiyaç olduğu çok açık.