Türkiye, sağlık turizminde 2024 yılında 1,5 milyon yabancı hastaya hizmet sunarak 3 milyar dolar gelir elde etti. 2025’te ise bu rakamın 12 milyar dolara ulaşması bekleniyor—yani dört katlık bir büyüme hedefiyle küresel pazarda yerini sağlamlaştırıyor.
Türkiye’de sağlık turizmi yalnızca sayısal büyümeyle değil; kalite, altyapı ve devlet destekleriyle gerçekten “ince işlenen” bir hikâyeye dönüşüyor. Hem fiyat-performans dengesi hem de tıbbi altyapı açısından cazip hale gelen Türkiye, bu avantajını akıllı stratejilerle pekiştiriyor.
Uluslararası Sağlık Hizmetleri AŞ (USHAŞ) verileri, Türkiye’nin sağlık turizmindeki küresel pazar payının büyüdüğünü gösteriyor. 2024’te ulaşılan 3 milyar dolar gelir ve 1,5 milyon hasta hacmi, 2025 yılında yaklaşık 2 milyon hastaya hizmet ve 12 milyar dolar gelir hedefini mümkün kılıyor. Bu, sektörün sadece hızlı büyümediğini; aynı zamanda kârlılık ve ölçek kazanımı açısından da yıldızlaştığını gösteriyor .
Türkiye’ye en çok Almanya, İngiltere, Rusya, Irak, Azerbaycan ve Orta Doğu ülkelerinden hasta geliyor. Özellikle estetik cerrahi, saç ekimi, diş tedavisi, göz sağlığı, onkoloji, obezite cerrahisi ve organ nakli gibi yüksek talep gören branşlarda büyüme öngörülüyor.
Türkiye’de bugün 659 ruhsatlı hastane, 201 tıp merkezi ve 5.700 sağlık tesisi, bir anlamda sağlık köprüsü altyapısını güçlendiriyor. Ayrıca JCI akreditasyonlu 41 kurumla dünya 6’ncılığı, Türkiye’nin “güvenli adres” algısını bütünlüyor
“Sağlık turizmi 2025 hedefi” sadece yüksek bir sayı hedefi değil; bu hedefin ardında planlı altyapı gelişimi, kalite güvence düzenlemeleri ve akıllı pazarlama stratejileri yatıyor.
Mevcut istikrarlı büyüme ivmesini korumak, Türkiye’yi sadece rakip destinasyonların önüne geçirmekle kalmayacak, aynı zamanda dünyanın şifa merkezi vizyonunu güçlendirecek. 12 milyar dolar hedefi, bu yolun hem kısa hem de uzun vadede çarpıcı bir kilometre taşı olabilir.