TÜİK’in 2024 Hanehalkı Tüketim Harcaması araştırması, Türkiye’de gelir dağılımındaki derinleşen uçurumu yeniden gözler önüne serdi. Araştırma, özellikle dar gelirli grupların gıda harcamalarında sert bir düşüş yaşadığını gösteriyor.
2023 yılında en düşük gelir dilimindeki haneler gelirlerinin %36,6’sını gıdaya ayırırken, bu oran 2024’te %30,4’e geriledi. Bu yalnızca ekonomik bir veri değil; aynı zamanda temel ihtiyaçlara erişimin zorlaştığının sessiz ama net bir göstergesi.
Aynı araştırma, Türkiye’de en büyük harcama kaleminin %26 oranıyla konut ve kira olduğunu ortaya koyuyor. Gıda ve alkolsüz içecek harcamaları, sağlık ve ulaşım gibi kalemlerin gerisinde kalmaya başladı.
Bu tablo, yalnızca geçim sıkıntısı değil; barınma krizinin de derinleştiğini işaret ediyor. Özellikle büyük şehirlerde konut kiraları ile temel gıda ürünlerindeki fiyat artışları birleşince dar gelirli kesim için “ya barın ya beslen” ikilemi doğuyor.
Ayrı bir veri setine göre, gelir seviyesi arttıkça gıda israfı da paralel şekilde artıyor. En çok israf edilen kalemler:
Bu durum, gıdaya ulaşamayanlar ile israf edenler arasındaki uçurumu daha görünür kılıyor. Gıda adaleti, sadece sosyal politika değil, ekonomik istikrarın da ayrılmaz bir parçası haline geliyor.
Gelirin düştüğü yerde yalnızca alışkanlıklar değil, insanın yaşam hakkı da kesintiye uğrar. Gıda harcamalarındaki bu düşüş, sadece bir grafik değil; sofralardan eksilen tabak, okul çantasına girmeyen beslenme ve azalmak zorunda kalan öğün demek.
Sosyal yardım sistemlerinin güçlendirilmesi, gıda güvenliğinin bir sosyal hak olarak tanımlanması ve gelir eşitsizliğiyle etkin mücadele şart. Kriz yalnızca cebimizde değil; mutfağımızda ve geleceğimizde.