Türkiye, Çinli otomotiv üreticilerinin ardından şimdi de onların küresel tedarikçilerinin yatırım radarında. TAYSAD’ın (Taşıt Araçları Tedarikçileri Derneği) açıkladığı verilere göre, Çin merkezli otomotiv markalarının Türkiye’de üretim kararları, bu devlerle çalışan küresel yan sanayi firmalarını da ülkeye çekmeye başladı.
TAYSAD Başkanı Yakup Birinci, son dönemde Çinli otomotiv üreticilerinin Türkiye’ye gelmesiyle birlikte, küresel tedarik firmalarının da yatırım veya iş ortaklığı için girişimlerde bulunduğunu duyurdu. Birinci, bu durumun Türk otomotiv yan sanayisi açısından teknoloji transferi, know-how paylaşımı ve ihracat potansiyeli açısından ciddi fırsatlar barındırdığını belirtti.
Birinci, yerli sanayinin maliyet açısından Çin’den ithalatla rekabet edebilmesinin zor olduğuna dikkat çekerek, ancak stratejik alanlarda teknoloji ve katma değer yaratımı açısından avantajların ön plana çıktığını vurguladı.
Çinli firmaların yatırım planlarını aylar öncesinden takip eden yerli tedarikçiler, mevcut üretim kapasitelerini ve teknolojik altyapılarını şimdiden uyarlamaya başladı. Özellikle BYD ve SWM gibi büyük Çinli markaların üretim planları doğrultusunda hazırlıklar tamamlanma aşamasında.
Çinli otomotiv devleriyle çalışan küresel yan sanayi markaları da Türkiye’ye yönelmiş durumda. Türkiye’nin lojistik avantajları, gelişmiş yan sanayi ağı ve stratejik coğrafi konumu, yabancı yatırımcıların ülkeyi tercih sebepleri arasında gösteriliyor.
TAYSAD’a göre bu süreçte yerli firmalar, küresel tedarikçilerle stratejik ortaklıklar yaparak hem iç pazarda rekabet güçlerini artırabilir, hem de ihracatta yeni pazarlara erişim imkânı bulabilir.
Çinli üreticilerin ve tedarikçilerinin Türkiye’ye yatırım ilgisi, otomotiv sektörünün dönüşümünde Türkiye’nin küresel üretim merkezlerinden biri olma potansiyelini güçlendiriyor. Sadece üretim değil, elektrikli ve hibrit araç teknolojileri başta olmak üzere yeni nesil otomotiv teknolojilerinde de Türkiye’nin konumu stratejik hale geliyor.
Çinli otomotiv tedarikçileri Türkiye yatırımı, sadece ekonomik değil, stratejik bir dönüşümü de simgeliyor.
Bu yatırımlar, Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerinde güçlü bir oyuncu olmasını sağlayabilir. Yerli sanayi bu fırsatı kaçırmamak adına teknoloji, Ar-Ge ve işbirliği odaklı adımları hızlandırmalı. Türkiye, otomotiv sanayisinde sadece bölgesel değil, küresel ölçekte bir oyuncu olabilir—fırsatlar kapıda ve hazırlıklı olanlar kazanacak.