Nice, Fransa’da düzenlenen 3. BM Okyanus Konferansı (UNOC3), plastik kirliliğini “bağlayıcı uluslararası anlaşma” ile ele alma çağrılarıyla öne çıktı. Konferansa katılan 95 ülke, “Nice Çağrısı” imzasıyla plastik kirliliğine karşı hukuki bağlamda güçlü bir sözleşme talep etti.
Okyanus konferansı, iklim değişikliği ve yasa dışı balıkçılık gibi başlıklarla birlikte, plastik kirliliğini de merkezine koydu. Fransa ve Kosta Rika eş başkanlığında yürütülen organizasyonda, liderler her yıl 460 bin ton plastiğin okyanuslara karıştığı, 2060’a kadar bu miktarın üç kat artabileceği uyarısını yaptı. Katılımcı ülkeler “plastik üretimini ve kullanımını düzenleyecek bir uluslararası anlaşma” çağrısında bulundu.
Plastik kirliğinin hayat döngüsünün tamamını kapsayan hukuki düzenleme, Birleşmiş Milletler’in 2022’de başlattığı müzakere süreciyle şekilleniyor. Sürecin beşinci turu, Ağustos 2025’te Cenevre’de yapılacak müzakerelerle tamamlanması amaçlanıyor. Bu da, “Nice Çağrısı” ile hukuki çerçevenin en geç yıl sonuna kadar bitirilmesi için bir yol haritası anlamına geliyor.
UNOC3 sırasında, “High Seas Treaty” (Yüksek Denizler Anlaşması) da yeniden gündeme geldi. Hâlihazırda 55 ülke ratifletti, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, anlaşmanın 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe girebileceğini açıkladı. Bu anlaşma, ABNJ kapsamında (Uluslararası Sularda) biyolojik çeşitliliği korumak için hukuki zemin oluşturacak.
BM Okyanus Konferansı’ndan yükselen “Nice Çağrısı”, artık plastik kirliğine karşı laf değil; yasal zorunluluk adımları atılması gerektiğini net biçimde vurguluyor. Plastik üretimi, tasarımı ve geri dönüşümüyle tüm aşamaları kapsayan bir anlaşma mühendisliği söz konusu.
Bu gelişme, denizleri sadece ekolojik bir alan değil, uluslararası hukuk sahası olarak tanımlıyor. 2025 sonuna kadar müzakereler tamamlanabilir ve 2026 başında yürürlüğe girerse; plastik kirliliğiyle mücadele stratejisi çok daha güçlü bir zemine oturmuş olacak.