Absürd Pazarlama Yükselişte: Sıra Dışı Reklamcılık Trendinin Analizi

BNB TürkiyeEkonomiİş Dünyası1 month ago171 Views

Son dönemde birçok marka, izleyicileri şaşırtacak kadar sıra dışı ve absürd içerikli reklamlarla dikkat çekiyor. “ Absürd pazarlama ” olarak adlandırılan bu yaklaşım, geleneksel reklam kurallarını alt üst ederek markaların yaratıcılık sınırlarını zorladığını gösteriyor. Bu yazıda absürd pazarlamanın ne olduğu, neden yükselişe geçtiği, klasik reklamcılıktan farkları, örnek marka uygulamaları, tüketici psikolojisine etkileri ile risk ve avantajları ele alınıyor.

absürd pazarlama

Absürd pazarlama nedir?

Absürd pazarlama, markaların hedef kitlenin dikkatini çekmek için alışılagelmişin dışında, tuhaf ve mantık sınırlarını zorlayan reklam içerikleri üretmesine dayanan bir iletişim yaklaşımıdır. Bu stratejide ortaya çıkan absürd reklamlar, beklenmedik mizah unsurlarıyla bezenmiş ve bazen tamamen anlamsız görünen sahneler sunar. Amaç, sıradan reklamlardan farklılaşarak izleyicide şok etkisi yaratmak ve böylece marka mesajını akılda kalıcı hale getirmektir. Kısaca, absürd pazarlama, ürün veya markayı tanıtırken geleneksel mantıklı anlatımdan ziyade absürt ve sıra dışı bir hikâye anlatımını tercih eder. Bu yaklaşım, reklam izleyicilerinde şaşkınlık ve merak uyandırarak markaya karşı bir ilgi oluşturmayı hedefler.

Neden yükselişe geçti?

Günümüz pazarlama dünyasında absürd pazarlamanın yükselişe geçmesinin arkasında birden fazla etken bulunuyor. Özellikle dijital çağda tüketiciler, her gün yüzlerce mesaja maruz kalıyor ve klasik reklamlar arasında kaybolabiliyor. Dikkat çekme yarışı, markaları daha radikal ve aykırı yöntemlere yöneltiyor. İşte absürd pazarlamayı popüler hale getiren başlıca nedenler:

  • Şaşırtma ve farkındalık etkisi: Beklenmedik ve aykırı içerik, izleyicide anında bir dikkat sıçraması yaratıyor. Alışılmışın dışında sahneler, izleyenleri afallatarak reklamın diğerlerinden sıyrılmasını sağlıyor. Araştırmalar da şaşırtıcı unsurların dikkat çekmekte son derece etkili olduğunu gösteriyor.
  • Sosyal medya ve viral etki: Absürt reklamlardaki “Bunu gördün mü?” şaşkınlığı, izleyicileri bu içerikleri arkadaşlarıyla paylaşmaya itiyor. Özellikle genç kitle, tuhaf ve komik bulduğu reklamları sosyal medyada hızla yayabiliyor. Bu sayede organik paylaşım artarak marka mesajı viral hale gelebiliyor.Örneğin, beklenmedik bir espri barındıran bir reklam filmi, kısa sürede milyonlarca kişi tarafından izlenip konuşulabiliyor.
  • Gençlik kültürü ve marka imajı: Yeni nesil tüketiciler (özellikle Z kuşağı), mükemmeliyetçi ve aşırı ciddi kurumsal söylemlerden ziyade samimi, kendine has ve “uçuk” marka iletişimine değer veriyor. Absürd reklamlar, bu genç ve özgür ruhlu kitleye hitap ederek markaya yenilikçi, eğlenceli bir kişilik kazandırıyor. Alışılagelmişin dışında kampanyalar yürüten markalar, genç tüketiciler nezdinde daha gerçek ve “kendisiyle barışık” algılanabiliyor. Bu da marka bağlılığını artıran bir unsur. Nitekim bir araştırmada, tüketicilerin %88’inin kendini fazla ciddiye almayan, sıra dışı markalarla daha kolay bağ kurduğu ortaya konmuştur.
  • Rekabet ve yaratıcılık ihtiyacı: Sektörler arası rekabet kızıştıkça, fark yaratma baskısı da artıyor. Her marka benzer hedef kitlelere benzer kanallardan ulaşmaya çalışırken, absürd pazarlama cesur bir deney alanı sunuyor. Yaratıcı ekipler, sınırları zorlayan fikirlerle markayı gündeme taşıyabiliyor. Bu sayede markalar, “konuşulan” kampanyalar yaratarak rekabette bir adım öne geçmeyi amaçlıyor. Özetle, absürd pazarlama son yıllarda dikkat ekonomisinde öne çıkabilmek için markaların benimsediği etkili bir silah haline gelmiş durumda.

Geleneksel reklamcılıkla farkları nelerdir?

Absürd pazarlamanın yaklaşımı, klasik reklamcılıktan birçok açıdan ayrılıyor. Mesaj iletişimi, hikâye kurgusu ve izleyicide uyandırılan duygu bakımından iki yaklaşım arasında belirgin farklar var:

  • Mesajın sunumu: Geleneksel reklamlar genellikle ürünün faydalarını veya marka mesajını net ve doğrudan iletmeye odaklanır. Senaryo, başlangıç-gelişme-sonuç çizgisinde mantıklı bir akış izler ve ana mesajı açıkça vurgular. Absürd reklamlarda ise mesaj çoğu zaman dolaylı veya örtük şekilde verilir. Hikâye, mantıkdışı öğeler içerdiği için reklamın neye vurgu yaptığı izleyici tarafından hemen çözülmeyebilir. Örneğin, bir meyve suyu reklamında ürünün lezzetini anlatmak yerine uçan konuşan meyvelerin absürt diyaloglarını izleyebiliriz – ürün faydası arka planda kalır. Bu açıdan absürt reklamlar, belirsizlik ve çok anlamlılık barındırır; farklı izleyiciler reklamdan farklı anlamlar çıkarabilir. Geleneksel reklamlarda ise genellikle herkes için ortak ve net bir algı hedeflenir.
  • Duygusal tepki ve ton: Klasik reklamlar, çoğunlukla güven, coşku, arzulanırlık gibi duyguları tetiklemeye çalışır ve ciddiyetini korur. Absürd reklamlarda ise şaşkınlık, kahkaha, hatta zaman zaman “Bu neydi şimdi?” hissi yaratılır. Ton olarak absürt kampanyalar çok daha oyunbaz, esprili veya alaycı olabilir. Geleneksel bir reklamın ciddiyetle ele alacağı bir konuyu, absürd reklam alaycı bir parodi şeklinde sunabilir. Bu da izleyicide klasik reklamlarda pek görülmeyen bir absürt mizah duygusu oluşturur.
  • Risk alma ve sınırları zorlama: Geleneksel reklamcılık “elden kaçma” riskini pek almaz; mesajın yanlış anlaşılmaması ve markanın imajının zarar görmemesi önceliklidir. Absürd pazarlamada ise kreatif risk alma daha yüksektir. Markalar dikkat çekmek uğruna tuhaf ve uç fikirleri denemeye istekli olur. Bu, sınırları zorlarken zaman zaman izleyiciyi şaşırtma vs. anlama ikilemine sokar. Örneğin, absürt bir reklam sonunda izleyici “Ne reklamıydı bu?” diye düşünebilir, oysa geleneksel reklamlar ne reklamı olduğunu izleyiciye unutturmaz. Dolayısıyla absürd pazarlama, cesur bir denge oyunudur: Mesaj netliğinden ödün verip ilgiyi artırmak üzerine kuruludur. Bu yönüyle, yaratıcı özgürlük sağlasa da mesajın bulanıklaşma riskini beraberinde getirir.
absürd pazarlama

Hangi markalar bu dili nasıl kullanıyor? (Türkiye ve dünya örnekleri)

Rapçi Çakal (solda) ve “Afrodit” lakaplı Banu Alkan’ı bir araya getiren DİMES COOL Lime Mix reklam filmi, absürd pazarlamaya Türkiye’den güncel bir örnek sunuyor.

Hem dünyada hem Türkiye’de birçok marka, absürd pazarlama dilini kullanarak ses getiren kampanyalara imza attı. Global ölçekte, özellikle gençlere yönelik ürünleriyle bilinen markalar bu sıradışı reklam dilini benimsedi. Örneğin:

  • Old Spice (Procter & Gamble): Erkek bakım markası Old Spice, 2010 yılında yayınladığı “The Man Your Man Could Smell Like” reklamıyla absürd mizahın başarılı bir örneğini sergiledi. Aktör Isaiah Mustafa’nın hızla değişen arka planlar eşliğinde sürreal monologlar sunduğu bu reklam filmi, klasik erkek deodorant reklamlarına meydan okuyarak viral hale geldi.Old Spice bu kampanyayla, absürt ve esprili tonun marka bilinirliğini nasıl artırabileceğini gösterdi.
  • Burger King: Fast-food zinciri Burger King, son yıllarda geleneksel reklam çizgisinden saparak sıra dışı kampanyalarla gündeme geldi. Örneğin, “Whopper Detour” kampanyasında Burger King, tüketicileri bir mobil uygulama oyunuyla McDonald’s şubelerinin yanına götürüp indirimli Whopper almaya teşvik ederek zekice ve absürd bir PR hamlesi yaptı. Yine Burger King’in geçmiş kampanyalarında kral maskotu kullanarak çektiği tuhaf reklam filmleri, markanın “sınır tanımayan” iletişim tarzını yansıtıyordu.
  • Skittles: Şekerleme markası Skittles uzun soluklu “Taste the Rainbow” reklam serisinde tam anlamıyla absürt bir dünya kurdu. Bir reklamında genç bir adam dokunduğu her şeyi Skittles şekerine dönüştürme “laneti” ile yaşarken görülüyor; bir diğerinde gökten renkli şeker yağan fantastik sahneler var. Bu gibi mantık dışı ve masalsı öğeler, Skittles’ı eğlenceli ve akılda kalıcı bir konuma taşıdı. Tüketiciler reklamlardaki garip esprilere anlam vermese de markayı konuşur hale geldiler.
  • Mountain Dew: 2016 Super Bowl’da yayınlanan “PuppyMonkeyBaby” reklamı, absürd pazarlamanın zirve örneklerinden biri olarak hafızalara kazındı. Marka, bir bebek, maymun ve köpek karışımı hayali bir yaratığı gösteren bu sıra dışı reklam filmiyle hem şaşkınlık hem mizah uyandırarak büyük ses getirdi. Kimi izleyiciyi rahatsız eden, kimini güldüren “PuppyMonkeyBaby”, tartışmalı olsa da milyonlarca paylaşım alarak ürünün adını herkesin diline doladı – absürd bir fikrin viral başarıya dönüşebileceğinin dersini verdi.

Bu küresel örneklerin yanı sıra, Türkiye’de de absürd pazarlama yaklaşımıyla dikkat çeken kampanyalar görüyoruz. Son dönemde özellikle iki marka öne çıktı:

  • Doritos (Türkiye): Cips markası Doritos, 2025 yılındaki “Herkes mi Doritos?” kampanyasıyla Türkiye’de absürd reklamcılığın güzel bir örneğini sundu. Bu reklam filminde rock müziğin efsane ismi Teoman, genç pop yıldızı Aleyna Tilki ve türkücü Mahmut Tuncer gibi birbirinden tamamen farklı üç ünlü, sürpriz biçimde aynı sahnede buluştu. Hikâyede genç bir adamın Doritos paketini açmasıyla karşısına sırasıyla Teoman, sonra Aleyna Tilki ve en sonunda halay figürleriyle Mahmut Tuncer çıkıyor; üçü birden hep birlikte “Herkes mi Doritos?” diye soruyor.Hiç beklenmeyecek tarzların uyum içinde harmanlandığı bu eğlenceli kurgu, markanın “her kesime hitap etme” mesajını absürd bir mizahla vurguladı. Doritos, farklı kuşakları tek çatı altında buluşturarak hem şaşırtıcı hem de konuşulabilir bir işe imza attı. Kampanya yayınlandığı anda sosyal medyada büyük ilgi gördü; izleyiciler “Bu üçlü aynı reklamda nasıl bir araya gelmiş?” diye hem şaşkınlıklarını hem de beğenilerini paylaştı.
  • DİMES: İçecek markası DİMES de absürd pazarlama dilini benimseyen yerli markalardan. 2025’te DİMES COOL Lime Mix ürünü için hazırlanan reklam filminde, Yeşilçam’ın ünlü ismi Banu Alkan ile genç rapçi Emirhan “Çakal” beklenmedik bir ikili olarak kamera karşısına geçti. Işıltılı kıyafetleri ve “Afrodit” lakabıyla tanınan Banu Alkan, sosyal medyada dillere pelesenk olan İngilizce-Türkçe karışımı “Very Delicious, çok lezzetli demek bebeğim” repliğini reklamda esprili şekilde kullanıyor. Rapçi Çakal’ın enerjisiyle Banu Alkan’ın nostaljik ikonuluğunu buluşturan bu film, absürd denebilecek bir mizah anlayışıyla genç kitleye hitap etmeyi amaçladı. Reklamda klasik bir ürün tanıtımı yerine meme (internet esprisi) kültürüne göndermeler ve ters köşe bir eğlence anlayışı hakim.Bu sayede DİMES, “hep yeni ve farklı olma” vurgusunu, reklam diline de yansıtarak markanın gençleşen imajını pekiştirdi. Kampanya yayınlanır yayınlanmaz sosyal medyada gündem oldu, binlerce kullanıcı reklamın sahnelerini ve repliklerini paylaşarak markaya yüksek bir viral erişim sağladı.

Elbette Türkiye’de absürd reklamlara tekil örnekler daha önce de görülmüştü. 2000’li yıllarda Eti Tutku bisküvisinin “akışkan kreması” vurgulu tuhaf reklamı veya Falim sakızın konuşan koç karakterli filmi, dönemin akılda kalan absürt reklamlarından olmuştu.Ancak günümüzde absürd pazarlama daha bilinçli ve yaygın bir trend haline gelmiş durumda. Markalar, bu dili kullanarak genç kitleyle bağ kurmaya, sosyal medyada konuşulmaya ve cesur bir marka karakteri çizmeye çalışıyorlar.

Tüketici psikolojisiyle ilişkisi

Absürd pazarlamanın başarılı olabilmesinin ardında, insan psikolojisine dair önemli gerçekler var. Tüketici psikolojisi, alışılmışın dışında verilen mesajlara farklı tepkiler gösteriyor ve absürt reklamların etkisi bu noktada ortaya çıkıyor:

  • Dikkat ve bellek üzerindeki etkisi: İnsan beyni, beklenmedik uyaranlara karşı anında tepki verme eğilimindedir. Mantık zincirini kıran bir görüntü veya espri, seçici algıyı deliğinden çıkarıp tüm dikkatini üzerine çekebilir. Bu nedenle absürt bir reklam ilk saniyelerde izleyicinin dikkatini yakalamakta çok etkilidir. Dahası, tuhaf ve şaşırtıcı içerikler Von Restorff etkisi (aykırılık etkisi) sayesinde diğer bilgi parçalarına kıyasla bellekte daha kalıcı yer edinebilir. Yapılan akademik çalışmalar, absürt reklam izleyen deneklerin reklama yönelik tutumunun daha olumlu olduğunu ve marka adını hatırlama oranlarının belirgin şekilde arttığını ortaya koymuştur. Yani absürtlük, markayı zihne kazıma konusunda avantaj sağlayabiliyor. Hatta mizah öğesi barındıran absürt reklamların, izleyiciyle duygusal etkileşim kurarak marka çağrışımı oluşturma ve pekiştirmede başarılı olduğu belirtiliyor. Oracle tarafından yapılan bir tüketici araştırmasına göre, katılımcıların %90’ı esprili ve hafif reklamlara ait detayları, ciddi tonlu reklamlara göre daha uzun süre hatırlıyor. Kısacası absürd pazarlama, tüketicinin zihninde iz bırakma sanatıdır.
  • Şaşkınlık ve merak duygusu: Absürt bir reklam izleyen tüketicinin ilk tepkisi genelde “Bu da neydi?” şeklinde bir şaşkınlık olabilir. Bu şaşkınlık, aslında merak duygusunu tetikleyen sağlıklı bir etkileşimdir. Beklenmedik bir durumla karşılaşan zihin, anlamlandırmak için reklamı daha dikkatli izler ve üzerine düşünür. Bu da reklamın işlenme derinliğini artırır. Hatta bazen tüketici reklamın gizemini çözmek veya esprisini tam kavrayabilmek için tekrar izleme ihtiyacı hissedebilir – bu da marka ile etkileşimi uzatır. Tilburg Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, absürt reklamların tetiklediği sürpriz duygusunun tüketici dikkatini yakalamada güçlü bir yöntem olduğunu doğruluyor.. Üstelik sadece dikkat çekmekle kalmayıp, mesajın anlaşılmasını ve hatırlanmasını da kolaylaştırdığını ortaya koyuyor.. Yani, absürd pazarlama tüketici zihninde küçük bir bulmaca yaratarak onu aktif katılımcı haline getiriyor.
  • Eğlence ve pozitif duygu transferi: Absürd reklamlar çoğu zaman gülümseten, hatta kahkaha attıran içerikler barındırır. Bu da izleyicide pozitif bir duygusal durum oluşturur. Mizah teorilerine göre güldüren bir mesaj, alıcıda “iyi hisler” bırakarak mesajın gönüllü kabulünü kolaylaştırır. Tüketici reklamı izlerken eğlenirse, bu pozitif duyguyu bilinçdışı olarak markaya atfetme eğiliminde olabilir. Markayla ilk temas anında kahkaha yaşamış bir izleyici, o markayı daha sempatik ve yakın bulabilir. Psikolojide bu durum duygu aktarımı (affect transfer) olarak bilinir – reklamın yarattığı duygu marka imajına yansır. Absürd pazarlama, esprili üslubuyla tüketicinin gardını indirip mesajını yumuşak bir şekilde kalbine iletmeyi başarabilir. Örneğin, abartılı saçmalıklarıyla ünlü bir reklam filmi izleyiciyi güldürdüyse, ürün hakkında çok bilgi vermese bile marka zihinde sıcak bir yer edinmiş olur.
  • Otanti̇si̇te ve gençlikle bağ: Yukarıda da değinildiği gibi, özellikle genç tüketiciler samimiyet ve özgünlük arayışındadır. Her şeyin kusursuz ve yapmacık göründüğü reklamlar, bu kitleye inandırıcı gelmeyebilir. Absürd reklamların hafif “deli dolu” tavrı ise markayı insani ve mütevazı gösterir. “Kendini fazla ciddiye almıyor, bizim kafamızda biri” düşüncesini uyandırır.. Bu algı, markaya karşı bir güven ve yakınlık hissettirebilir. Gençler, sınırları zorlayan ve kendini özgürce ifade eden markaları daha gerçek buluyor. Dolayısıyla absürd pazarlama, psikolojik olarak markayı bir üst makamdan indirip, tüketiciyle aynı seviyede buluşan bir arkadaş gibi konumlandırabiliyor. Bu da uzun vadede sadakat ve ağızdan ağıza yayılma (WOM) üzerinde olumlu etkiler yaratabilir.
Absürd Pazarlama

Riskleri ve avantajları

Absürd pazarlama, doğru uygulandığında markaya büyük avantajlar sağlarken, yanlış adımlarda riskleri de beraberinde getiren bir stratejidir. Bu yaklaşımın artı ve eksi yönlerini şöyle özetleyebiliriz:

Avantajları

  • Dikkat çekicilik ve akılda kalıcılık: Absürd içerikler, reklam kalabalığı içinde hemen fark edilir. Tüketiciler rutinde görmeye alışık olmadıkları sahnelerle karşılaştıklarında durup izleme eğilimi gösterir. Bu sayede marka mesajı ilk aşamada başarıyla iletilir. Üstelik absürd reklamların hatırlanma oranı çok yüksektir. Yapılan bir deneyde absürt reklam izleyen grubun, marka ismini geleneksel reklam izleyen gruba göre çok daha fazla hatırladığı saptanmıştır.. Yani marka zihinlere adeta kazınır. Uzun vadede de bu kampanyalar kültleşerek marka hafızasında yer edinir.
  • Viral yayılma potansiyeli: Absürd ve komik reklamlar, izleyiciler tarafından paylaşılmaya değer bulunur. İnsanlar arkadaşlarına “Bu reklama bir bak, çok tuhaf!” diyerek link gönderebilir, sosyal medya hesaplarında reklamdan bahsedebilirler. Böylece marka hiç para harcamadan organik bir yayılım yakalar. Özellikle genç kitle arasında mizah içerikleri paylaşma kültürü güçlüdür; absürd reklamlar da tam bu kültüre hizmet eder. Doğru zamanda çıkan ilginç bir reklam, kısa sürede yüz binlerce hatta milyonlarca görüntülenmeye ulaşabilir. Bu viral etki, markaya ciddi bir PR değeri katar.
  • Marka kişiliğine katkı: Cesur ve yenilikçi reklamlar yapan markalar, tüketici gözünde yaratıcı, genç ve dinamik bir imaj çizer. Absürd pazarlama, markanın eğlenceli bir kişiliği olduğunu gösterir. Bu da özellikle genç tüketicilerle duygusal bağ kurmayı kolaylaştırır. Marka, “kendini fazla ciddiye almayan, bizim gibi esprili biri” olarak algılanmaya başlar. Örneğin, bir banka veya resmi bir kurum değil de bir atıştırmalık markasıysanız, absürd dil kullanmak size samimiyet kazandırabilir. Ayrıca rekabette de markayı farklılaştırarak, sadık bir hayran kitlesi oluşturma potansiyeli vardır.
  • Pozitif marka tutumu: Eğlenceli ve yaratıcı reklamlar, tüketicide marka hakkında olumlu bir tutum geliştirir. Akademik araştırmalar, absürt reklam izleyen tüketicilerin reklama yönelik tutumunun anlamlı derecede daha pozitif olduğunu gösteriyor.. Bu olumlu duygu, markaya genellenerek marka tercihinde artı puan haline gelebilir. Yani absürd reklamlara gülen, keyif alan bir tüketici, satın alma kararında o markaya daha sıcak yaklaşabilir. Bu da pazarlama iletişiminin nihai amacına hizmet eden önemli bir avantajdır.

Riskleri

  • Mesajın anlaşılmaması veya unutulması: Absürd pazarlamanın belki de en büyük riski, reklamın eğlencesinin marka mesajının önüne geçmesidir. İzleyici reklamı ilginç bulup hatırlasa bile, hangi ürün için olduğunu veya ne demek istediğini kaçırabilir. Aşırı absürd içerik, mesajın netliğini gölgeleyebilir. Hatta yapılan bir çalışma, absürt reklamların bazen sloganın yanlış hatırlanmasına bile yol açabildiğini ortaya koymuştur. . Bu durumda reklam çok izlenmiş olsa bile, satışa veya marka algısına beklenen katkıyı yapmayabilir. Kısacası “Reklamı hatırladım ama ürünü hatırlamıyorum” efekti doğabilir.
  • Herkese hitap etmeme ihtimali: Absürd mizah her kitle için uygun olmayabilir. Özellikle daha geleneksel ve ciddi bakış açısına sahip tüketiciler, bu tür “saçma” içerikleri anlamsız veya itici bulabilir. Markanın çekmek istediği hedef kitle absürd dili benimsemiyorsa, kampanya ters tepebilir. Bu yüzden hedef kitle analizi iyi yapılmazsa risk artar. Örneğin lüks bir saat markasının absürd bir reklam yapması, premium imajıyla çelişebilir ve mevcut müşterilerini soğutabilir. Her marka için uygun olmayan bu dil, yanlış uygulandığında marka kimliğine zarar verme riski taşır
  • Kültürel ve etik yanlış anlaşılmalar: Absürd espriler sınırları zorladığında, bazı kesimler tarafından yanlış anlaşılabilir veya rahatsız edici bulunabilir. İnce bir çizgi üzerinde yürüyen bu stratejide, esprinin dozunu ayarlamak önemlidir. Aksi halde marka istemeden de olsa bir kesimi gücendirebilir ya da toplumsal bir değere saygısızlık yapmakla suçlanabilir. Özellikle farklı kültürlerde absürd mizah algısı değişebileceğinden, global kampanyalarda bu risk daha da artar. Mesela bir ülkede komik bulunan bir mizansen, bir başka ülkede anlamsız veya ayıp karşılanabilir.
  • Tutarlılık ve marka imajı sorunu: Marka yıllardır ciddi ve prestijli bir imaj çizmişse, birden absürd reklama yönelmesi imaj tutarsızlığı yaratabilir. Tüketiciler marka hakkında kafası karışabilir: “Bu marka da ne yapmaya çalışıyor?” algısı doğabilir. Absürd pazarlamaya geçici bir hevesle girişen markalar, kampanya sürekliliği sağlamazsa iletişimde kopukluk yaşayabilirler. Tutarlı bir stratejiye oturmazsa, absürd reklam tek seferlik bir sansasyon olarak kalır ve markaya uzun vadeli katkı sunmaz.

Sonuç olarak, absürd pazarlama ekonomi ve iş dünyasında ses getiren, ancak dikkatli ele alınması gereken bir trend. Doğru uygulandığında markayı viral başarılara ulaştıran bu yaklaşım, yanlış kurgulandığında kafa karışıklığı yaratabilir. Markalar için önemli olan, absürd dili kendi kimliklerine ve hedef kitlelerine uyumlu şekilde kullanabilmek. Eğer marka tonu bu tür esprili iletişime uygunsa ve mesajı arka planda kaybolmuyorsa, absürd pazarlama sayesinde hem farkındalık yaratmak hem de tüketicinin kalbinde yer edinmek mümkün. Ancak dengeyi tutturmak şart: Dikkat çekmek kadar, marka güvenini ve değerlerini korumak da önemli. Absürd pazarlama çağında, markalar ince bir ip üzerinde yürüyor – ve izleyiciler merakla bir sonraki sıradışı reklam hamlesinin ne olacağını bekliyor.

Leave a reply

Son Yorumlar

Görüntülenecek bir yorum yok.
Bize Katılın
  • Facebook38.5K
  • Twitter32.1K
  • Instagram18.9K

En Son ve En Önemli Haberlerden Haberdar Olun

E-posta yoluyla haber bülteni almayı kabul ediyorum. Daha fazla bilgi için lütfen Gizlilik Politikamızı inceleyin

Loading Next Post...
Takip Et
Sign In/Sign Up Sidebar Search Trending
Popüler
Loading

Signing-in 3 seconds...

Signing-up 3 seconds...