Türkiye’nin gayrimenkul sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösteren Yeşil GYO çatısı altındaki Yeşil Global İnşaat, finansal sıkıntılara daha fazla dayanamayarak konkordato başvurusunda bulundu.
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 20 Haziran 2025 tarihli kararla şirkete 3 ay süreyle geçici mühlet verdi. Şirketin malvarlığının korunması amacıyla ihtiyati tedbir uygulanırken, Yeşil Global İnşaat konkordato sürecinin denetimi için mali müşavir Ramazan Demir, komiser olarak atandı.
Yeşil Global İnşaat’ın konkordato başvurusu, aslında sürpriz değil. Çünkü ana şirket Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. (Yeşil GYO) da bu yılın başında benzer bir sürece girmişti.
5 Şubat 2025’te konkordato talebinde bulunan Yeşil GYO için Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi önce geçici mühlet vermiş, ardından bu süreci 30 Nisan’da bir ay daha uzatmıştı.
Kamuoyuna yansıyan gerekçeler arasında ise özellikle Innovia 4 projesinde yaşanan imar problemleri, müşteri iadeleri ve geri alınmak zorunda kalınan 640 daire öne çıkıyordu.
Mahkeme, geçici mühlet sürecinin gözetimi için komiser atamasının yanı sıra alacaklıları da sürece dahil etti.
13 Eylül 2025 tarihinde yapılacak duruşmada, şirketin mali yapısı daha yakından incelenecek. Mahkeme, alacaklıları bu kritik duruşmaya bizzat ya da vekilleri aracılığıyla katılmaya davet etti. Bu duruşma, geçici mühletin kesin mühlete dönüşüp dönüşmeyeceğini belirleyecek kritik aşamalardan biri olacak
Yeşil GYO’nun konkordato açıklaması borsa yatırımcılarını da doğrudan etkiledi.
Şubat 2025’te 8 TL seviyesinde işlem gören hisseler, gelişmeler sonrası 5 TL’nin altına kadar geriledi.
Finansal analiz platformlarına göre, Yeşil GYO’nun sermaye yapısındaki zayıflık ve gayrimenkul projelerindeki belirsizlikler, grubun borç ödeme kapasitesine dair soru işaretleri yaratıyor. Bu da şirketin kredi notlarında olası düşüşleri ve güven kaybını tetikliyor.
Yeşil Global İnşaat konkordato kararı, sektördeki kırılgan yapının bir başka örneği.
Finansal zorluklar, yalnızca projelerdeki teknik aksamalarla sınırlı değil. Aynı zamanda yanlış stok yönetimi, agresif genişleme stratejileri ve planlama eksiklikleri, birçok gayrimenkul firmasını zora sokuyor.
Yeşil Grubu’nun ardı ardına konkordato sürecine girmesi, yatırımcılar kadar müteahhitler, tedarikçiler ve ev sahibi olmayı bekleyen tüketiciler için de ciddi sonuçlar doğurabilir.
Sektörde benzer yapılar için bu gelişme, önleyici finansal stratejilerin ve risk analizlerinin ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.